Arda Güler'in Vefa Borcu
Bir yanda az zamanda çok ve büyük yol kateden bir genç adam, diğer yanda bir yıl gibi kısa bir süre içerisinde ona karşı her türlü duyguyu büyük bir karmaşa halinde besleyen zihni allak bullak olmuş bir taraftar topluluğu.
Günün sonunda Arda yuvadan uçuyor ve daha düne kadar "sen bu takımın kaptanısın, altın çocuğusun, değerlisin" diyen milyonlarca insan bugün aynı genç adamı vefasızlık, nankörlük, vicdansızlık başta olmak üzere onlarca farklı şekilde suçlayabiliyorlar.
Şimdi geriye gidelim, o zamanlara. Jesus gelmiş, Mesut gitmiş, 10 numaralı forma Arda'ya verilmiş ve bu gençle ortalama bir sözleşme yapılmış. 1.500 dakikalık bir pelesenk var, bu süreyi almazsa yok paraya gidebilmesinin önü açık, kulübün tam olarak Arda planı nedir bilen yok ama herkeste bir rüya var, 10 numaralı formasıyla genç Arda tarih yazmaya başlayacak.
Fenerbahçe için 2022-23 sezonu 8 Ağustos günü Ümraniyespor maçı ile başlıyor. Arda 19 takımın olduğu ligde koskoca ilk devre boyunca sadece 41 dakika forma giyiyor. KIRK BİR dakika. Starboy için 41 dakika. Bunun da yarısı (21dk) farka giden Kasımpaşa maçının son bölümü, ki orada da 2 golle mesajını net şekilde veriyor daha 2. haftada aslında. Koskoca ilk devre boyunca Fenerbahçe'nin 10 numaralı oyuncusu toplam 41 dakika süre aldı... Evet, bu kadar.
Ne hikmetse ikinci yarının ilk maçından sonra bir mesaj geliyor ve Arda neredeyse her maç oynamaya ve her maç fark yaratmaya başlıyor. Uzunca bir süre 90 dakika forma şansı bulmakta zorlanırken son dönemde süreyi 90'a da çıkarıyor hoca. Bu arada kupada da boy gösteriyor ve kupa finali ile birlikte 1.500 dakikanın üzerinde forma şansı bulmuş olarak sezonu tamamlıyor. Bu esnada 1 haziran 2023'te de sözleşme uzatıyor Arda. Ya da otomatik uzuyor sözleşme bu dakika durumundan ötürü, ayrıntıyı bilmiyoruz, çok mühim de değil şu aşamada.
İki ayrı durumla karşı karşıyayız burada, ilkinde uzunca bir süre forma şansı verilmeyen bir genç adam (ara ara parlatıldığı kupa maçlarını saymıyorum) ikinci yarı itibariyle üzerine oyun kurulan bir Arda.
Sezonun sonuna gelelim, sonra genel eleştiriye geçeceğiz. Taraftar Arda'ya inanmış, çok emek verildiğini söylüyor herkes, yönetim üzerine titriyor, ikna edeceğiz bu çocuk bizim diye açıklamalar var, sonrasında çeşitli üstü kapalı tehditler, sinir harpleri, terbiyesiz yorumlar, bir umut, babaya hakaretler, ithamlar, 17,5 milyon euro üzerinden ayrı bir yuhlama vb vb vb.
Şimdi madde madde durumu anlamlandırmaya çalışacağım;
- Müthiş bir potansiyel var ve futbolda fırsat geldiğinde kullanmak zorundasınız. Barça-Real manşetten sizin için kapışıyor. Yazılı olmayan kuraldır, fırsat geldiğinde değerlendirmelisiniz.
- Vefasızlık... Neye tam olarak? Arda Güler'e neden Yıldız Tilbe karşısındaki İbrahim Tatlıses ağzıyla saldırılıyor? Kulüp Arda Güler'e, onun kara kaşına, kara gözüne ne yaptı tam olarak? Kulüp Arda Güler'e herhangi bir favor yapmadı, Arda çok yetenekli olduğu için, Fenerbahçe menfaatleri doğrultusunda bu adama yatırım yaptı. Şu anda kulübün akademi sayfasında 120 futbolcunun adı var, her birine ama az ama çok bir yatırım yapılıyor, bu bir mutual ilişki, olayı niye vefa çizgisine indiriyoruz? Arda ile birlikte oynayan onlarca oyuncu daha vardı, çoğunu kapı önüne koydu Fenerbahçe. E onların durumunda vefasız kim? Adını bile duymadığımız kaç çocuğun hayalleri söndü, kaybolup gittiler belki, kulüp onları kapı önüne koyunca depresyona girmiş bile olabilirler. Ama hayat bu, olmadı, yürümedi, vedalaştık. Arda'ya yapılan özel bir şey yok, Arda'nın yeteneğiyle söke söke aldığı çeşitli paye ve imtiyazlar var. Bu hayat böyle çünkü... Hadi altyapıyı kenara bırakıyorum, A takımda durum farklı mı? Onca verilen paralar, gelenler, gidenler. Bir sürü saçmalık var, böyle çünkü bu işin doğası. İyiysen kralsın, değilsen yüzüne bakan olmaz. Ne vefası.
- Fenerbahçe'de kiralık kalmak isteyip istememek... Yine projeye geleceğiz. Bir büyük potansiyel, kendisini bir sezon boyunca İsmail Kartal'ın takımında nereye koymalı? Bir sezon boyunca nasıl daha çok geliştirebilecek acaba kendisini? Kimden ne kapacak, nasıl sınıf atlayacak ya da nasıl ait olduğu sınıftakilerle kendisini aynı kareye sokacak? Arda kalsın, ok, kalsın. Bari kiralık kalsın, geçiniz.
- Peki Arda'nın ailesine sunulan imtiyazlar? Neymiş efendim onlar, babasına iş verilmiş, annesi için kat kapatılmış. Şu laflardaki haysiyetsizliğe reddiye yazmak bile zul ama yazalım, çocuk yetenekli olmasaydı o adama sadaka bile vermezlerdi, bu konuda hemfikiriz di mi? Hastanede kat kapatmak diye saçma bir durum asla olamaz bu arada ama bu çocuk yetenekli olmasaydı o hastanenin acil servisinde pansuman yaptıramazdı belki o anne. Çocuğun yeteneğinin hatrına, kulüp kaz gelecek yere tavuğu sundu. Ayan beyan bir hikaye işte. Niye sadece kulübü veren olarak tepeye koyuyoruz? Kulüp daha fazlasını almak için bunların hepsini organize etti, bu kadar.
Sonuç; Arda Güler'in Fenerbahçe'ye herhangi bir borcu yok. Ne vefa, ne başka bir hikaye. Yeteneği var, öyle böyle değil, saf yetenek. Böyle bir yeteneğin de Süper Lig girdabından bir an önce kaçmak istemesi kadar doğal bir durum olamaz. Fenerbahçe'ye o hastaneyi tamamen yaptıracak kadar parayı kazandırarak gidiyor, altyapı tesisleri de komple yenilenir gelecek bonservisle, borcunu ödemiş olur umarım herkesin nezdinde.
Yolun açık olsun genç adam. Tadını çıkar.

Comments
Post a Comment